27 Mayıs 2016 Cuma

4 KİTAP TEK DİN (MELEKLER, CİNLER, MUCİZELER )





Kurandan önce gelen İncil, Tevrat, Zebur tahrif olmuş hâldeyken Kuran inmiştir. Şuan halen tahrif olmuş haldedir. Yani kuranın iniş zamanında diğer kitapların tahrif durumu ne ise şuanda o durumu korumaktadır. Buna rağmen Kuran, onların içeriğinde bulunanı tasdik etmiş ve tahrif olan değiştirilen kısmın ORJİNALİNİ bize sunmuştur. Yani tahrif olan kısma atıf yapıp, onun gerçeğinin Kuranda olduğunu söylemiştir. Mesela, İsa peygamberi ilah gibi göstermişler. Tanrının oğlu gibi sunmuşlardır. Kuranda, bu durumun yanlış olduğunu, Allah 'ın oğul edinmeyeceğini , İsa peygamberin yalnızca insan bir elçi olduğunu vurgulamıştır. Yine Tevratta, Allah' ın dünyayı yarattıktan sonra dinlendiği söylenmiş olduğu için, Kuran ,bu durumun yanlış olduğunu Allah' ın dinlenmeye ihtiyacı olmadığını, ona yorgunluğun ulaşmadığı söylenmiştir. Bu örnekler çoğaltılabilir. Yani Kuran kendinden önceki kitaplardaki değişmeyen yerleri TASDİK etmiş aynen aktarmış, değiştirilmiş yerlerini de DÜZELTMİŞTİR. 

Şimdi sizlere Kuran , Tevrat, İncil ve Zebur'un ortak noktalarını ve bu ortak noktalardan neyi anlamamız gerektiğini vurgulamaya çalışacağım: 


-Lut kavmini yok etmek için gelen MELEKLERİN İbrahim peygambere gelip oğul müjdelemesi konusu :

TEVRATTAN 

İbrahim karşısında üç adamın durduğunu gördü. Onları görür görmez karşılamaya koştu. Yere kapanarak birine, "Ey efendim, eğer gözünde lütuf bulduysam, lütfen kulunun yanından ayrılma" dedi,"Biraz su getirteyim, ayaklarınızı yıkayın. Şu ağacın altında dinlenin.Madem kulunuza konuk geldiniz, bırakın size yiyecek bir şeyler getireyim. Biraz dinlendikten sonra yolunuza devam edersiniz."Adamlar, "Peki, dediğin gibi olsun" dediler. İbrahim hemen çadıra, Sara'nın yanına gitti. Ona, "Hemen  ince un al, yoğurup pide yap" dedi.Ardından sığırlara koştu. Körpe ve besili bir buzağı seçip uşağına verdi. Uşak buzağıyı hemen hazırladı.İbrahim hazırlanan buzağıyı yoğurt ve sütle birlikte götürüp konuklarının önüne koydu. Onlar yerken o da yanlarında, ağacın altında durdu.Konuklar, "Karın Sara nerede?" diye sordular.İbrahim, "Çadırda" diye yanıtladı.RAB, "Gelecek yıl bu zamanda kesinlikle yanına döneceğim"dedi, "O zaman karın Sara'nın bir oğlu olacak." Sara RAB'bin arkasında, çadırın girişinde durmuş, dinliyordu.İbrahim'le Sara kocamışlardı, yaşları hayli ileriydi. Sara âdetten kesilmişti.İçin için gülerek, "Bu yaştan sonra bu sevinci tadabilir miyim?" diye düşündü, "Üstelik efendim de yaşlı."RAB İbrahim'e sordu: "Sara niçin, 'Bu yaştan sonra gerçekten çocuk sahibi mi olacağım?' diyerek güldü?Yar.18: 14 RAB için olanaksız bir şey var mı? Belirlenen vakitte,gelecek yıl bu zaman yanına döndüğümde Sara'nın bir oğlu olacak." Sara korktu, "Gülmedim" diyerek yalan söyledi.RAB, "Hayır, güldün" dedi.

(bkz.  yaradılış 3 konuk bölüm 18 den )

İNCİLDEN

İbranlere mektup.11: 11 İman sayesinde Sara'nın kendisi de KISIR ve yaşı geçmiş olduğu halde vaat edeni güvenilir saydığından çocuk sahibi olmak için güç buldu.

İbranilere mektup 11: 12 Böylece tek bir adamdan, üstelik ölüden farksız birinden gökteki yıldızlar, deniz kıyısındaki kum kadar sayısız torun meydana geldi.



KURANDAN

Andolsun, elçilerimiz/resullerimiz/melekler, İbrahim’e müjde getirip “Selâm sana!” dediler. O, “Size de selâm” dedi ve kızartılmış bir buzağı getirmekte gecikmedi. 

İbrahîm, ellerinin, getirilen bu yemeğe uzanmadığını görünce, onlardan ürktü ve içinde, kendilerinden bir nevi korku duydu. Onlar da: “- Korkma, çünkü biz Lût kavmine gönderildik.” dediler.

Karısı da ayaktaydı ve bunun üzerine güldü. Biz de ona İshak'ı ve İshak'ın ardından da Ya'kub'u müjdeledik.

Karısı, “Vay başıma gelenler! Ben bir kocakarı ve bu kocam da bir ihtiyar iken çocuk mu doğuracağım? Gerçekten bu, çok şaşılacak bir şey!” dedi.

Melekler, dediler ki “Allah’ın emrine mi şaşıyorsun? Allah’ın rahmeti ve bereketi size olsun ey  ev halkı! Şüphesiz O, övülmeye lâyıktır, şanı yücedir.” dediler.

(bkz. hud 69, 70, 71,72, 73 )


farkındaysanız tevratta meleklerin yemekleri yediği söyleniyor. Kuranda ise yemeğe dokunmadıklarını vurguluyor ve yemek yemediklerinden dolayı, onların melek olduğunu anladığından, İbrahim peygamberin korktuğunu vurguluyor. Korkunun giderilmesi için melekler ,Lut kavmine geldiğini söylüyorlar. Tevratta, Rab olarak geçen kişilerin, aslında melek olduğu yani Allah ın melek elçiler olduğu Kuranda vurgulanıyor. 
------------------------------------------------------------------------------------

İbrahim peygamberin Melekler ile tartışmaya girmesi konusu:

TEVRATTAN

Rab , İbrahim'e, "Sodom ve Gomora büyük suçlama altında"dedi, "Günahları çok ağır. Onun için inip bakacağım. Duyduğum suçlamalar doğru mu, değil mi göreceğim. Bunları yapıp yapmadıklarını anlayacağım." Adamlar oradan ayrılıp Sodom'a doğru gittiler. Ama İbrahim RAB'bin huzurunda kaldı.RAB'be yaklaşarak, "Haksızla birlikte haklıyı da mı yok edeceksin?" diye sordu, "Kentte elli doğru kişi var diyelim. Orayı gerçekten yok edecek misin? İçindeki elli doğru kişinin hatırı için kenti bağışlamayacak mısın? Senden uzak olsun bu. Haklıyı, haksızı aynı kefeye koyarak haksızın yanında haklıyı da öldürmek senden uzak olsun. Bütün dünyayı yargılayan adil olmalı." RAB, "Eğer Sodom'da elli doğru kişi bulursam, onların hatırına bütün kenti bağışlayacağım" diye karşılık verdi.İbrahim, "Ben toz ve külüm, bir hiçim" dedi, "Ama seninle konuşma yürekliliğini göstereceğim.
Kırk beş doğru kişi var diyelim, beş kişi için bütün kenti yok mu edeceksin?" RAB, "Eğer kentte kırk beş doğru kişi bulursam, orayı yok etmeyeceğim" dedi.İbrahim yine sordu: "Ya kırk kişi bulursan?" RAB, "O kırk kişinin hatırı için hiçbir şey yapmayacağım" diye yanıtladı.İbrahim, "Ya Rab, öfkelenme ama, otuz kişi var diyelim?"dedi. RAB, "Otuz kişi bulursam, kente dokunmayacağım" diye yanıtladı.İbrahim, "Ya Rab, lütfen konuşma yürekliliğimi bağışla"dedi, "Eğer yirmi kişi bulursan?" RAB, "Yirmi kişinin hatırı için kenti yok etmeyeceğim" diye yanıtladı. İbrahim, "Ya Rab, öfkelenme ama, bir kez daha konuşacağım"dedi, "Eğer on kişi bulursan?" RAB, "On kişinin hatırı için kenti yok etmeyeceğim" diye yanıtladı.RAB İbrahim'le konuşmasını bitirince oradan ayrıldı,İbrahim de çadırına döndü.  

(bkz. tevrat yaradılış 3 konuk bölüm 18 den)


KURANDAN 

İbrahim’in korkusu gidip, kendisine müjde gelince Lût kavmi hakkında elçilerimizle /meleklerle tartışmaya başladı. 

Muhakkak ki İbrahim, halim/yumuşak ve hassas kalpli, Rabbine dönük olan biriydi.

Elçilerimiz/melekler , “Ey İbrahim bundan vazgeç! Çünkü Rabbinin emri kesin olarak gelmiştir. Şüphesiz onlara geri döndürülemeyecek bir azap gelecektir” dediler.

(bkz. hud 74, 75, 76)


Tevrata göre İbrahim peygamber Rab ile pazarlığa girişmiştir. Pazarlık sonucu Rab,  her isteğini kabul etmiştir. Kurana göre gelenler Rab değil onun elçileri meleklerdir. İbrahim peygamberin tartışmaya girdiği açıktır ama Melekler böyle bir şeyin mümkün olmayacağını, Allah tarafından kesin bir hüküm verildiğini bunun üzerine söz olamayacağını dile getirmişlerdir. 

----------------------------------------------------------------------------------------------------

-Lut peygambere gelen MELEKLER ve Sodom ve Gomore şehirlerinin Melekler tarafından  yok edilmesi konusu  

TEVRAT

İki melek akşamleyin Sodom'a vardılar. Lut kentin kapısında oturuyordu. Onları görür görmez karşılamak için ayağa kalktı. Yere kapanarak, "Efendilerim" dedi, "Kulunuzun evine buyurun. Ayaklarınızı yıkayın, geceyi bizde geçirin. Sonra erkenden kalkıp yolunuza devam edersiniz." Melekler, "Olmaz" dediler, "Geceyi kent meydanında geçireceğiz."Ama Lut çok diretti. Sonunda onunla birlikte evine gittiler.Lut onlara yemek hazırladı, mayasız ekmek pişirdi. Yediler. Onlar yatmadan, kentin erkekleri -Sodom'un her mahallesinden genç yaşlı bütün erkekler- evi sardı.Lut'a seslenerek, "Bu gece sana gelen adamlar nerede?" diye sordular, "Getir onları da yatalım."Lut dışarı çıktı, arkasından kapıyı kapadı."Kardeşler, lütfen bu kötülüğü yapmayın" dedi,"Erkek yüzü görmemiş iki kızım var. Size onları getireyim, ne isterseniz yapın. Yeter ki, bu adamlara dokunmayın. Çünkü onlar konuğumdur, çatımın altına geldiler."Adamlar, "Çekil önümüzden!" diye karşılık verdiler, "Adam buraya dışardan geldi, şimdi yargıçlık taslıyor! Sana daha beterini yaparız." Lut'u ite kaka kapıyı kırmaya davrandılar.Ama içerdeki adamlar uzanıp Lut'u evin içine, yanlarına aldılar ve kapıyı kapadılar.Kapıya dayanan adamları, büyük küçük hepsini kör ettiler.Öyle ki, adamlar kapıyı bulamaz oldu.İçerdeki iki adam Lut'a, "Senin burada başka kimin var?" diye sordular, "Oğullarını, kızlarını, damatlarını, kentte sana ait kim varsa hepsini dışarı çıkar.Çünkü burayı yok edeceğiz. RAB bu halk hakkında birçok kötü suçlama duydu, kenti yok etmek için bizi gönderdi." Lut dışarı çıktı ve kızlarıyla evlenecek olan adamlara,"Hemen buradan uzaklaşın!" dedi, "Çünkü RAB bu kenti yok etmek üzere." Ne var ki damat adayları onun şaka yaptığını sandılar.Tan ağarırken melekler Lut'a, "Karınla iki kızını al, hemen buradan uzaklaş" diye üstelediler, "Yoksa kent cezasını bulurken sen de canından olursun."Lut ağır davrandı, ama RAB ona acıdı. Adamlar Lut'la karısının ve iki kızının elinden tutup onları kentin dışına çıkardılar.RAB Sodom ve Gomora'nın üzerine gökten ateşli kükürt yağdırdı.Ancak Lut'un peşisıra gelen karısı dönüp geriye bakınca tuz kesildi.

(bkz. tevrat sodom ve gomoranın yıkılışı bölüm 19 dan)

KURANDAN

Elçilerimiz/Melekler Lût’a gelince onların yüzünden üzüldü, göğsü daraldı ve “Bu çok zor bir gün” dedi.

Lût'un kavmi, koşarak onun yanına geldiler. Daha önce de o kötü işleri yapmaktaydılar. Lût: "Ey kavmim! İşte şunlar kızlarımdır (onlarla evlenin); sizin için onlar daha temizdir. Allah'tan korkun ve misafirlerimin önünde beni rezil etmeyin! İçinizde aklı başında bir adam yok mu!" dedi.

Rabbinizin sizler için yarattığı eşlerinizi bırakıp da, insanlar içinden erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Doğrusu siz sınırı aşmış (sapık) bir kavimsiniz!

Onlar, “İyi biliyorsun ki kızlarında bizim gözümüz yok. Sen bizim ne istediğimizi çok iyi biliyorsun” dediler.

(Lut) Dedi ki: "Size yetecek gücüm olsaydı veya sağlam bir yere sığınabilseydim."

“Ey Rabbim! Beni ve ailemi onların yaptıkları çirkin işten kurtar.”

Konukları/Melekler  şöyle dedi: “Ey Lût! Biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana asla ulaşamayacaklar. Geceleyin bir vakitte aileni al götür. İçinizden kimse ardına bakmasın. Ancak karın müstesna. (Onu bırak.) Çünkü onların (kavminin) başına gelecek olan azap, onun başına da gelecektir. Onların azapla buluşma zamanı sabahtır. Sabah yakın değil midir?!”


Emrimiz gelince oranın altını üstüne getirdik. Üzerine de Rabbinin katında işaretlenmiş pişirilmiş balçıktan taşlar yağdırdık. Bunlar zalimlerden uzak değildir.

(bkz. hud 77, 78, 79, 80, 81,82 , hicr 61, şuara 165,166, 169 )


Tevrata göre Lut peygambere gelen meleklerde yemek yemiştir. Lut peygamber gelen kızlarını halka sunmuş gibi gösterilmiş ve sonraki ayetlerde de kızların evlenecek taliplerin olduğu söylenmiş bir çelişkili ifade söz konusudur. Lut peygamberin karısını da kurtarılması sağlanmış gibi gösterilmiş daha sonra geriye döndüğü için helak olduğu söylenmiştir. 

Kurana göre kızlarını topluma istediğinizi yapın der gibi sunması söz konusu bile değildir. Kızlarımla evlenin onlara yaklaşın erkekler erkeklere yaklaşmasın denilmektedir. Melekler Lut peygamberin karısının da onlarla beraber helak olacağını söylemişlerdir. Erkekler erkeklerle, kadınlar kadınlarla ilişkiye girmesin bu kötü bir yoldur demiştir. Ayrıca meleklerin insan şeklinde konuk olması insan şekline bürünebilme özelliklerinin varlığını gösterir.  

---------------------------------------------------------------------------------------------------

MELEKLER HAKKINDA KUTSAL KİTAPLARIN SÖYLEDİKLERİ

ZEBUR

 RAB'be övgüler sunun, ey sizler, Onun melekleri, Onun sözünü dinleyen, Söylediklerini yerine getiren güç sahipleri! 

Ey bütün melekleri, O'na övgüler sunun, Övgüler sunun O'na, ey bütün göksel orduları! 


(bkz. zebur Mezmur Davut'un mezmuru : Mez.103: 20,  148. Mezmur : Mez.148: 2)


İNCİL

Gökten bir melek İsa'ya görünerek O'nu güçlendirdi. 

(bkz. Luka - BÖLÜM 22 : Luk.22: 43 )


Sonra da, "Size doğrusunu söyleyeyim, göğün açıldığını, Tanrı meleklerinin İnsanoğlu üzerinde yükselip indiklerini göreceksiniz" dedi. 

(Yuhanna - BÖLÜM 1 : Yu.1: 51 )


KURAN 

Ve: “Ona bir melek indirilseydi, olmaz mıydı?” dediler. Şâyet bir melek indirseydik, mutlaka iş, olup bitirilirdi. Sonra (onlara) mühlet verilmez. 

(bkz. ENAM suresi 8.ayet)


Görüldüğü üzere Meleklerin yeryüzü dışında göğün üzerinde oldukları ve insandan ayrı varlık oldukları bütün kitaplarda mevcuttur. 

------------------------------------------------------------------------------------

CİNLER HAKKINDA KUTSAL KİTAPLARIN SÖYLEDİKLERİ


TEVRAT

"'Kim cincilere, ruh çağıranlara danışır, bana ihanet ederse, ona öfkeyle bakacak, halkımın arasından atacağım.

(bkz. Tevrat - LEVİLİLER  : Lev.20: 6)

Tanrı olmayan CİNLERE,tanımadıkları ilahlara,Atalarınızın korkmadıkları,Son zamanlarda ortaya çıkan yeni ilahlara kurban kestiler. 

(bkz. Tevrat - YASANIN TEKRARI  : Yas.32: 17)

İNCİL 

Akşam olunca birçok CİNLİYİ kendisine getirdiler. İsa onlardaki kötü ruhları tek sözle kovdu, hastaların hepsini iyileştirdi. 

(bkz. Matta - BÖLÜM 8 : Mat.8: 16)

 İsa CİN i azarlayınca, cin çocuktan çıktı, çocuk o anda iyileşti. 

(bkz. Matta - BÖLÜM 17 : Mat.17: 18)

Orada, dağın yamacında otlayan büyük bir domuz sürüsü vardı. CİN ler, domuzların içine girmelerine izin vermesi için İsa'ya yalvardılar. O da onlara izin verdi.Adamdan çıkan cin ler domuzların içine girdiler. Sürü dik yamaçtan aşağı koşuşarak göle atlayıp boğuldu. 
(bkz. Luka - BÖLÜM 8 : Luka.8: 32, 33)

Yahudiler O'na şu karşılığı verdiler: "'Sen, cin çarpmış bir Samiriyeli'sin*' demekte haklı değil miyiz?" 

(bkz. Yuhanna - BÖLÜM 8 : Yuhanna.8: 48 )

Geriye kalan insanlar, yani bu belalardan ölmemiş olanlar, kendi elleriyle yaptıkları putlardan dönüp tövbe etmediler. Cinlere ve göremeyen, işitemeyen, yürüyemeyen altın, gümüş, tunç, taş, tahta putlara tapmaktan vazgeçmediler. 

(bkz. Vahiy - BÖLÜM 9 : Vahiy 9: 20 )



KURAN

Cinleri Allah'a ortak koştular. Oysa ki onları da Allah yaratmıştı. Bilgisizce O'na oğullar ve kızlar yakıştırdılar. Hâşâ! O, onların ileri sürdüğü vasıflardan uzak ve yücedir.  

(bkz. enam 100) 

 Cinleri de daha önce dumansız ateşten yaratmıştık (bkz. hicr 27) 

 Süleyman'ın, cinlerden, insanlardan ve kuşlardan müteşekkil orduları toplandı; hepsi bir arada (onun tarafından) düzenli olarak sevk ediliyordu.  (bkz. neml 17) 

Allah ile cinler arasında da bir soy birliği uydurdular. Andolsun, cinler de kendilerinin hesap yerine götürüleceklerini bilirler.  (bkz. saffat 158) 

Süleyman'ın ölümüne hükmettiğimiz zaman, onun öldüğünü, ancak değneğini yiyen bir ağaç kurdu gösterdi. Sonunda yere yıkılınca anlaşıldı ki cinler gaybı/bilinmeyeni bilselerdi, o küçük düşürücü azap içinde kalmazlardı.  (bkz. sebe 14)


Tevrat, İncil, Kuran da belirtildiği üzere cinlerin insanlardan ayrı görünmez varlık oldukları, onlarında insanlar gibi Allah'a kul oldukları açıktır. Hatta bir takım insanlar Cinleri ilah yerine koyup tapınmışlardır. Bu diğer kitaplarda belirtildiği gibi Kuranda da yanlış olduğu  belirtilmiştir. 


---------------------------------------------------------------------------------------------------

Musa peygamberin peygamberliğinin verilmesi durumu

TEVRAT

Çık.3:1 Musa kayın babası Midyanlı Kâhin Yitro'nun sürüsünü güdüyordu. Sürüyü çölün batısına sürdü ve Tanrı Dağı'na, Horev'e vardı.

Çık.3:2 RAB'bin meleği bir çalıdan yükselen alevlerin içinde ona göründü. Musa baktı, çalı yanıyor, ama tükenmiyor.

Çık.3:3 "Çok garip" diye düşündü, "Gidip bir bakayım, çalı neden tükenmiyor!"

Çık.3:4 RAB Tanrı Musa'nın yaklaştığını görünce, çalının içinden,"Musa, Musa!" diye seslendi. Musa, "Buyur!" diye yanıtladı.

Çık.3:5 Tanrı, "Fazla yaklaşma" dedi, "Çarıklarını çıkar. Çünkü bastığın yer kutsal topraktır.

Çık.4: 2 RAB, "Elinde ne var?" diye sordu. Musa, "Değnek" diye yanıtladı.

Çık.4: 3 RAB, "Onu yere at" dedi. Musa değneğini yere atınca, değnek yılan oldu. Musa yılandan kaçtı.

Çık.4: 4 RAB, "Elini uzat, kuyruğundan tut" dedi. Musa elini uzatıp kuyruğunu tutunca yılan yine değnek oldu.

Çık.4: 5 RAB, "Bunu yap ki, ataları İbrahim'in, İshak'ın, Yakup'un Tanrısı RAB'bin sana göründüğüne inansınlar" dedi.

Çık.4: 6 Sonra, "Elini koynuna koy" dedi. Musa elini koynuna koydu.Çıkardığı zaman eli bir deri hastalığına yakalanmış, kar gibi bembeyaz olmuştu.

Çık.4: 7 RAB, "Elini yine koynuna koy" dedi. Musa elini yine koynuna koydu. Çıkardığı zaman eli eski haline dönmüştü.

Çık.4: 8 RAB, "Eğer sana inanmaz, ilk belirtiyi önemsemezlerse, ikinci belirtiye inanabilirler" dedi,

Çık.4: 9 "Bu iki belirtiye de inanmaz, sözünü dinlemezlerse, Nil'den biraz su alıp kuru toprağa dök. Irmaktan aldığın su toprakta kana dönecek."

Çık.4: 10 Musa RAB'be, "Aman, ya Rab!" dedi, "Ben kulun ne geçmişte,ne de benimle konuşmaya başladığından bu yana iyi bir konuşmacı oldum. Çünkü dili ağır, tutuk biriyim."

KURAN
10. Hani o, bir ateş görmüş ve ailesine: Bekleyin! Eminim ki bir ateş gördüm. Belki ondan size bir meş'ale getiririm veya ateşin yanında bir rehber bulurum, demişti.

11. Oraya vardığında kendisine : Ey Musa! diye seslenildi:

12. Muhakkak ki ben, evet ben senin Rabbinim! Hemen pabuçlarını çıkar! Çünkü sen kutsal vâdi Tuvâ'dasın!

13. Ben seni seçtim. Şimdi vahyedilene kulak ver.

14. Muhakkak ki ben, yalnızca ben Allah'ım. Benden başka ilâh yoktur. Bana kulluk et; beni anmak için namaz kıl.

15. Kıyamet günü mutlaka gelecektir. Herkes peşine koştuğu şeyin karşılığını bulsun diye neredeyse onu gizleyeceğim.

16. Ona inanmayan ve nefsinin arzularına uyan kimseler sakın seni ondan alıkoymasın; sonra mahvolursun!

17. Şu sağ elindeki nedir, ey Musa?

18. O, benim asamdır, dedi, ona dayanırım, onunla davarlarıma yaprak silkelerim; benim ona başkaca ihtiyaçlarım da vardır.

19. Allah: Yere at onu, ey Musa! dedi.

20. Onu hemen yere attı. Bir de ne görsün, hızla sürünen bir yılan değil mi!

21. Allah buyurdu: Al onu! Korkma! Biz onu şimdi ilk haline sokacağız.

22. Bir de elini koltuğunun altına sok ki, bir başka mucize olmak üzere o, kusursuz ve lekesiz beyazlıkta çıksın.

23. Ta ki, sana, en büyük âyetlerimizden/mucizelerimizden/delillerimizden bazılarını gösterelim.

(bkz.  Taha suresi)

Tevrattaki bu pasaj ile Kuran ayetleri birebir uyum sağlamaktadır.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------

İSA PEYGAMBERİN MUCİZELERİ

İNCİL

 Bundan kısa bir süre sonra İsa, Nain denilen bir kente gitti. Öğrencileriyle büyük bir kalabalık O'na eşlik ediyordu.İsa kentin kapısına tam yaklaştığı sırada, dul annesinin tek oğlu olan bir adamın cenazesi kaldırılıyordu. Kent halkından büyük bir kalabalık da kadınla birlikteydi. Rab kadını görünce ona acıdı. Kadına, "Ağlama" dedi.Yaklaşıp cenaze sedyesine dokununca sedyeyi taşıyanlar durdu. İsa, "Delikanlı" dedi, "Sana söylüyorum, kalk!"Ölü doğrulup oturdu ve konuşmaya başladı. İsa onu annesine geri verdi.Herkesi bir korku almıştı. "Aramızda büyük bir peygamber ortaya çıktı!" ve "Tanrı, halkının yardımına geldi!" diyerek Tanrı'yı yüceltmeye başladılar. İsa'yla ilgili bu haber bütün Yahudiye'ye ve çevre bölgelere yayıldı.

(bkz. Luka bölüm 7:11-17)


 İsa, kötü ruha adamın içinden çıkmasını buyurmuştu. Kötü ruh adamı sık sık etkisi altına alıyordu. Adam zincir ve kösteklerle bağlanıp başına nöbetçi konulduğu halde bağlarını paralıyor ve cin tarafından ıssız yerlere sürülüyordu.İsa ona, "Adın ne?" diye sordu. O da, "Tümen*" diye yanıtladı. Çünkü onun içine bir sürü cin girmişti.Cinler, dipsiz derinliklere gitmelerini buyurmasın diye İsa'ya yalvarıp durdular.Orada, dağın yamacında otlayan büyük bir domuz sürüsü vardı. Cinler, domuzların içine girmelerine izin vermesi için İsa'ya yalvardılar. O da onlara izin verdi. Adamdan çıkan cinler domuzların içine girdiler. Sürü dik yamaçtan aşağı koşuşarak göle atlayıp boğuldu.Domuzları güdenler olup biteni görünce kaçtılar, kentte ve köylerde olayın haberini yaydılar.Bunun üzerine halk olup biteni görmeye çıktı. İsa'nın yanına geldikleri zaman, cinlerden kurtulan adamı giyinmiş ve aklı başına gelmiş olarak İsa'nın ayakları dibinde oturmuş buldular ve korktular.Olayı görenler, cinli adamın nasıl kurtulduğunu halka anlattılar.
(bkz. luka 8:29-36)

İsa elini uzatıp adama dokundu, "İsterim, temiz ol!" dedi. Adam anında cüzamdan temizlendi. 
(bkz. matta bölüm 8. 3)

 Hastaları iyileştirin, ölüleri diriltin, cüzamlıları temiz kılın,cinleri kovun. Karşılıksız aldınız, karşılıksız verin. (bkz. matta bölüm 10. 8)



KURAN 

İsrailoğullarına bir elçi olacak (ve onlara şöyle diyecek:) Size Rabbinizden bir mucize getirdim: Size çamurdan bir kuş sureti yapar, ona üflerim ve Allah'ın izni ile o kuş oluverir. Yine Allah'ın izni ile körü ve alacalıyı/cüzzamlıyı iyileştirir, ölüleri diriltirim. Ayrıca evlerinizde ne yeyip ne biriktirdiğinizi size haber veririm. Eğer inanan kimseler iseniz, bunda sizin için bir ibret vardır.
(bkz. Ali imran 49) 


Allah o zaman şöyle diyecek: "Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve annene (verdiğim) nimetimi hatırla! Hani seni Cebrail ile desteklemiştim; (bu sayede) sen beşikte iken de yetişkin çağında da insanlarla konuşuyordun. Sana kitabı , hikmeti, Tevrat ve İncil'i öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan, kuş şeklinde bir şey yapıyordun da ona üflüyordun, hemen benim iznimle o bir kuş oluyordu. Yine benim iznimle anadan doğma körü ve alacalıyı iyileştiriyordun. Ölüleri benim iznimle diriltiyordun. Hani İsrailoğullarını engellemiştim; kendilerine apaçık deliller /mucizeler getirdiğin zaman içlerinden inkâr edenler, "Bu, apaçık bir sihirden başka bir şey değildir" demişlerdi. 

(bkz. maide 110)

İncilde yine yanlış olarak İsa peygamberi Rab gibi göstermeleri onu kasıtlı yaptıklarının göstergesidir. Kuran İsa peygamberin rab olmadığını zaten düzeltmiştir. 

Ayetlerde de görüldüğü üzere Önceki kitaplarda var  olan bu olayların hiç birini Kuran yalanlamamaktadır aksine ONAYLAMAKTADIR. Bu olayların gerçekliğini pekiştirmiştir. 

Kuran,  tüm bu olaylar GERÇEKTİR diye vurgulamıştır. İsa hakkında GERÇEK bir kıssadır (bkz. ali imran 62)  denilmesine rağmen İsa peygamberin mucizelerine masal demek kuranın ayetlerini yalanlamak demektir. 

Kuran kendinden önce nazil olan Tevrat ve İncil'deki kıssalar üzerinde düzeltmeye gidip tekrar inşa etmiştir. Dolayısıyla Kuran, Tevrat ve İncil metinlerindeki gibi tarihselliğe önem vermez. Çünkü tarihselliğe ait veriler zaten önceki kitaplarda bulunmaktadır. Bundan dolayı Kuran, kıssalardaki kronolojik sıra öne çıkmamıştır. Bunun nedeni zaten önceki kitaplarda bu detayların olması sebebiyledir.

Sonuç olarak kurandaki mucizelere anlatımı güçlendirmek için söylenmiş hikaye, cinlere yabancı insanlar, meleklere doğada bulunan her şey demek yanlıştır ,hatalıdır.  Kuran zaten bunun böyle olmadığını vurgulamak için önceki kitapları tekrardan ONAYLAMIŞTIR. Şimdiki insanlar ''Bu öncekilerin masallarıdır'' demek yerine anlatımı güçlendirmek için söylenmiş hikayedir demeyi tercih ediyor. Kuran içinde mecazlar bulunan kitap olabilir ama tüm bu mucizelerin, meleklerin, cinlerin mecaz olmadığı APAÇIK ORTADADIR.  

SELAM VE DUA İLE...



(Not: Kuranın önceki kitapları tasdik etmesi durumu ilgilenenler için



















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder