2 Ekim 2016 Pazar

SUBLİMİNAL MESAJLAR VE MEDYA ETKİSİ



Yazılı ve görsel medyanın ne kadar etkili bir araç olduğunu hepimiz biliriz. Bu aracın silah olarak kullanılmasını düşündük mü hiç !... Bu silahın yanlış ellerde olması ve yanlış yollarda kullanılması bizi ne derecede etkiler bunun farkında mıyız?

Her geçen gün yeni diziler, yeni reklamlar, yeni moda akımları v.b. şeylerle sürekli kuşatma altındayız.Twitter, scorp, instagram, facebook gibi sosyal medya üzerinden, diziler, çizgi filmler, yerli ve yabancı filmler, animasyon filmleriyle, reklamlar, haberler ile görsel medyayla bilgisayar oyunlarıyla manevi bir kuşatma altındayız. Hipnotize ediliyoruz alıştırılıyoruz ve anormal olan şeyler birden olağan halini alıyor. Bu süreç bazen yavaş sürüyor bazen çabucak gerçekleşiyor. Tabularımız, inançlarımız , geleneklerimiz, anlayışımız bile bu anlamda değişime uğruyor. Bu değişim esas sebebi fark ettirmeden yavaş yavaş alıştırmalarıdır. 

Aslında hepimiz yavaş yavaş kaynayan tencerenin içindeki kurbağalar gibiyiz. Tenceredeki ısıyı farketmiyoruz ve bu yüzden dışına sıçramıyoruz. Bundan dolayı ruhumuz, bilincimiz, kişiliğimiz yok oluyor. Kapitalizmin birer kölesi durumuna dönüşüyoruz. 

                                       


İlgilenenler için kurbağa deneyi 



Hepimiz walt disneyi biliriz. Walt Disneyin gizli gerçeklerini biliyor muyuz peki ?  izleyelim..


                                          



Her geçen gün lezbiyenlik, geylik, yasak ilişkiler, çarpık ilişkiler artmakta ve artmaya devam etmekte... İzlediğiniz çoğu dizi ve dizi karakterleri yasak ilişkiler ve çarpık ilişkileri masumane göstermeye çalışılır.Ahlaksız teklifler bile normalleşir. Parası olanın peşinden giden dizideki kızlar, kızlar için örnek teşkil eder. O ünlüyü kendine rol model seçer. 

Para herşeydir mesajı verilir sürekli...İnsanları aşağılamanın toplum içinde rezil etmenin güzel olduğu gösterilir. Birisinin sırtına basıp başarı basamaklarında ilerleneceği öğretilir. Dizilerdeki ve filmlerdeki O ünlüler ne şekilde giyinirse o moda olur ve satış rekorları kırar. Farkındaysanız eskiden pantolon yırtık olunca fakir gözüyle bakılıyordu şimdi ise moda oldu. Eskiden kötü gibi görünen şimdi MODA adı altında normalleşti. Kadınlar kendilerini alenen sergiler oldu. Öpücük atıp fotoğraf çekip herkesle paylaşılır oldu. Herhangi bir şeyi moda dergileri (ki patronların kimlere hizmet ettiği belli) yılın trendi, yılın modası diye ortaya atıyor ve millet hurra o modayı takip ediyor. Zaten moda adı altında ne yapılıyorsa meşru hale getiriliyor. Kendilerine ne enjekte edilirse onu sorgulamadan direk kabul eden toplumlara dönüştük. Durup düşünmüyoruz çarkın dişlisi oluyoruz. Eskiden kötü gözle bakılan lezbiyenlik ve gaylik bile olağan hali almaya başladı. Hayatımıza karışamazsınız diye lezbiyenler, gayler protesto eder oldu. Bu çağda bunları aşın denir oldu. İşte tüm bu aşmışlık yüzünden yozlaşıyoruz ve  kurbağa gibi bu olaylar ölümümüze yol açıyor bunu farketmiyoruz. 


 

  
Kontrollü bir şekilde ruhsuzlaştırılıyoruz. Kimimiz  aklı alınmış bilgisayar oyunlarıyla kafasını bulandırmış bir tetikçiye, kimimiz moda ikonu olmaya ve hava atmaya kendini adamış insanlara, kimimiz kendini pazarlayan insanlara, gösteriş ve dış güzellik meraklısı ruha önem vermeyen sürekli tüketen düşünmeyen, robotik topluma dönüşmüşüz.  

Firavunların istediği de tam olarak bu değil mi ? İstediğimiz şekilde robotlaşsınlar ruhsuzlaşsınlar. Sistem dönsün en son teknolojik telefonu alsınlar. En son modayı takip etsinler.En son çıkan oyunları alsınlar. Sürekli tüketsinler.DÜŞÜNMESİNLER...

Gerek subliminal gerek alenen verilen mesajlarla HİPNOTİLİZE ediliyoruz. Bunun farkına varıp uyanmanız için Gelenler(Arrivals)  belgesellerini izlemenizi tavsiye ederim. 

Uykudan uyanmak dileğiyle...  








2 yorum:

  1. Eline yüreğine sağlık kardeşim tercüman olmuşsun yine.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yorumun için teşekkürler abla sağolasın

      Sil