7 Şubat 2016 Pazar

FITRAT ÜZERİNE



Kuranda birçok ayette Zikr kelimesi geçer. Zikr ; zikretmek kelimesinin köküdür. Zikretmek ise hatırlatmaktır. Bazı ayetlerde Kuran yerine Zikr kelimesi kullanılır.Bunlardan bazıları,

Sana anlattığımız şeylerin hepsi, resûllerin haberlerindendir. Onlarla senin kalbindeki idrakını sağlamlaştırırız. Ve bunda sana hak, mü'minlere öğüt ve ZİKİR/fıtrata dönmeyi hatırlatıcı geldi. (hud 120)

Oysa buna karşılık sen onlardan bir ücret de istemiyorsun. Bu ancak alemler için bir ZİKİR/FITRATA DÖNÜŞÜ HATIRLATMADIR. (YUSUF 104)

Şüphesiz ZİKRİ/Fıtrata dönüşü hatırlatmayı/KURAN'ı biz indirdik ve onun koruyucuları da elbette biziz.(HİCR 9)

Rabbinizden size bir zikr gelmesine şaştınız mı? (araf 63 den)

İşte böylece geçmiş olan haberleri sana anlatıyoruz. Ve sana katımızdan ZİKRİ/FITRATA DÖNÜŞÜ HATIRLATANI/KURANI verdik. (TAHA 99)

Zikr yani HATIRLATMA bizim benliğimize seslenmektedir. Bizi biz yapan yaratılışımıza seslenmektedir. Bu yaratılış üzere yaratıldığımızdan bize KURAN hatırlatmada bulunuyor. Allah bize Rum suresi 30.ayette fıtrat üzere yaratıldığımızı ve fıtratımıza dönmemizi emrediyor.

Allah'ın insanları yarattığı fıtrata dön. (bkz. rum 30 dan)

Fıtrat; özbenliğimizi oluşturan ve vücudumuzla bize kodlanan herşeydir. Beslenme, barınma, avlanma, topluluk halinde yaşama, temizlenme, Allah'a kul olma, düşünme, üretme, üreme, araştırma, merak, kıskançlık, açgözlülük, sevgi, ahlâk , ibadet, özgürlük .v.b. gibi birçok ihtiyacımız fıtrat dahilindedir. Mesela bir kokuya kötü diyoruz neden çünkü burun almaçlarımızda bu kokunun kötü olduğu kodlanmıştır. Başka bir kokuya mis gibi koku diyoruz bu kokuda fıtratımıza iyi koku olarak kodlanmıştır. Tadını aldığımız bir şeyin neye göre acı, neye göre tatlı olduğunu tat almaçlarının bize verdiği tepkiden anlıyoruz.Bu tepki fıtratımızda kodlanmış olanın verdiğidir. Kulağımıza gelen sesin kötü mü iyi mi olduğunuda aynı kodlardan anlıyoruz. Gördüğümüz resmin bizi hoşnut edip bizi rahatsız etmeside aynı kodlara bağlıdır. Sıcak ve soğuk olarak hissettiklerimiz ve buna karşı koyduğumuz tepkilerin bile aynı olması fıtratımızın getirdiği şeylerdir.

Fıtraten erkek isek kadına karşı , kadın isek erkeğe karşı cinsel anlamda ilgili olarak yaratılmışızdır. Karşı cinse yönelmeyip kendi cinsimize yönelmek fıtratımızı bozmaktır. Örneğin; Lut peygamberin kavmi kendi yaratılış fıtratının dışına çıkıp kendi cinslerine yani kadınlar kadınlara, erkekler erkeklere cinsel anlamda ilgi duyarak fıtratlarını değiştirmiş bozmuş oldular. Allah'ın yarattığı fıtratına dönün emrine rağmen geri eski hallerine fabrika ayarlarına dönmediler.

Fıtraten kendimize haksızlık edilmesine dayanamayız. Başkasına haksızlık etsek bile kendimiz işin içinde olursak tam tersi durum sergileriz. Bu yüzden adaletli olarak davranmamız gerektiği vurgulanır.İnsanların topluluk olarak yaşamasıda fıtrat dahilindedir.Topluca yaşanılan insanlık aleminde hiçkimsenin haksızlığa uğramaması için adalet her zaman önemlidir. Kendimiz için istediğimizi başkası içinde istemeliyiz.Kendimiz için istemediğimiz davranışı başkasına sergilememeliyiz.Örneğin; Salih peygamberin kavmi tartıda eşit davranmıyor adaletsizce davranışlar sergiliyorlardı. İnsanların mallarını verirken eksik veriyor, kendilerine mal aldıkları zaman fazlaca alıyorlardı. Fıtrata ters olan bu durumdan dolayı uyarıldılar. Fıtratınıza dönün hatırlatması gelmesine rağmen çağrıya kulak vermediler ve bu yüzden helâke uğradılar.

Fıtrat, iyiye ve kötüye meyl etme yetisiyle yaratılmıştır. (bkz. şems 9 ) Bu yüzden bazı hatırlatmalar zulmedenlere meyletmeyin şeklindedir.
İyiliğe , adalete sahip çıkın. Zalimlere karşı durun hatırlatmalarıda iyiye yönlendirme konusunda hatırlatmalardır.

Varolan tüm kötü olan şeyler ve iyi olan şeyler fıtratımızda kodludur. Herkes iyinin, barışın, sevginin, yardımın, kardeşliğin ne olduğunu bilir. Aynı zamanda hasetliğin, zulmün, öldürmenin,yalanın, kötülüğün neler olduğunuda bilir. Tüm bunları bilmesine rağmen bile bile kötülüğe meyletmesi başkalarını kendi yerine koymadığı ve düşünmediği içindir.

Kuran'ın hatırlatmalarına genel olarak bakılırsa hepsi nefsimize hoş gelen ama başkasının hakkına zararı olan şeyler olduğunu görürüz. Nefsimize hoş gelmeyen, fıtratımızın kötü olarak kodladığı, yapmadığımız bir eylemi Kuran'ın haram diye nitelemediğini görürüz. Mesela, Allah hiçbir ayetinde kendi dışkınızı yemeyin dememiştir. Yada insan eti haramdır yemeyin dememiştir. Zehirli bitkileri yemeyin diye bir emir yoktur. Bu sözlere gerek yoktur çünkü insan buna tiksinmiş olarak yaratılmıştır.

Yine fıtratımızda kodlanan bizim yaptığımız yani normal olarak gördüğümüz birçok şeyin Kuran'da olmadığını görürüz. Kuran, haram hayvanları tek tek sayar ve bunun dışındakilerin temizinden, iyisinden, güzelinden yiyin emrini verir. Bize helal olan etleri nasıl yiyeceğimiz konusunda bilgi vermez.Ateşte pişirin yada 2 saat fırında pişirinde yiyin emrini vermez çünkü fıtratımızda kodludur ve bu bilgilere gerek yoktur.Aynı zamanda Kuran, yemek tariflerinin bulunduğu kitap değildir.Bilinen olguları tam açıklamama nedeni onun fıtratta var olmasından kaynaklı olarak luzüm görülmemiştir.
Kuran, gözle görünen doğa olaylarını bize anlatır güneşin doğması, ayın hareketleri, yıldızları, gece gündüzün ard arda gelişini, yağmuru, meyvelerin oluşum sürecini söyler ama güneşin koordinatlarını, ayın dönüş hızını, yıldızların kaç ışık yılı uzakta olduğunu söylemez çünkü Kuran astronomi kitabı değildir.
Kuran, doğumda anne karnındaki gelişim süreçlerini söyler ama hücrenin içeriği, kemiğin yapısı gibi konuların detayına girmediğini görürüz çünkü Kuran biyoloji kitabı değildir.
Milattan önce yada milattan sonra şu tarihte böyle bir olay oldu diye tarih belirtilmez Kuranda. Çünkü Kuran tarih kitabı değildir.
Yer olarak koordinat vermez 36.enlemde yada 47. boylamda şu olay oldu diye belirtmez.Gölleri tek tek listelemez. Lagün, körfez tanımını yapmaz. Çünkü Kuran coğrafya kitabı değildir.
Tek tek kelimeleri açıklamaz Zina, Kumar, İçki, Faiz , İnfak der ve bunların tanımını yapmaz çünkü Kuran terminoloji kitabı yada sözlük değildir.
Kur'anda televizyon nasıl çalıştırılır.Ev nasıl boyanır,bilgisayar nasıl kullanılır,halı nasıl temizlenir,araba nasıl sürülür yazmaz çünkü Kuran alet kullanma kılavuzu değildir.

Kuran tüm bu bilimlerden bahseder ve ekler hiç araştırmaz mısınız? Düşünmez misiniz? Geçmişe dönüp bakmaz mısınız? Yeryüzünde gezmez misiniz? Eskiden yaşayanların neler yaptığını araştırmaz mısınız? diye sürekli vurgu yapar. İnsanlar araştırarak, düşünerek gelişir.

Eğer herşey yazılsaydı yeryüzündeki ağaçlar kalem olsa, denizler mürekkep olsa yinede yazılacak şeyler bitmezdi denilmesi bu yüzdendir.
(bkz. kehf 109, lokman 27)

Allah, Kuran için bu kitap size fıtratı hatırlatmak için, size öğüt vermek için yeterli bir kitaptır demeside bu yüzdendir. (bkz enbiya 106)
Yani size verilen fıtratı hatırlatmak için size dininizi öğretmek için yeterli bir kitaptır vurgusu yapar.Kuran din için, fıtratı hatırlatmak için indirilmiştir.Fabrika ayarlarınıza geri dönün emrinin örneklerle, öğütlerle ve emirlerle hatırlatılmasıdır.Selam ve dua ile...

1 yorum:

  1. cok iyiydi......ama biraz daha somut ornek lazim...tam oturmadi

    YanıtlaSil