28 Şubat 2016 Pazar

NAMAZI SADECE MÜSLÜMANLAR MI KILAR?




Şekilsel ibadet sadece Müslümanlara has mıdır? İslam şekilsel ibadete karşı mıdır? Diğer dinler şekilsel ibadet yapıyor mu? Şekilsel ibadetin özelliği nedir? İbadet sırasında yapılan şekillerin manası nedir?

Kuran yetmez diyenler kuranda şekilsel ibadetin tam karşılığı olmadığını, eksik olduğunu , tamamlanması gerektiğini ve bu tamamlamanın da ancak hadislerle mümkün olduğunu dile getirmektedir.  Kuran yeter deyip bu sorulara maruz kalan ve cevap veremeyen güruh ise şekilsel ibadetin hiç olmadığını bunun sadece destek/yardım olduğunu dile getirirler. Peki durum ikisinin de söylediği gibi midir? Yoksa tam tersi midir?

Hadislerde namazın nasıl kılınacağı hangi rekatta ne söyleneceği yazmamıştır.Yani hadislere bakarak tam tarif bulamazsınız.Araştırırsanız sadece şu vakitte bu kadar kılınacağı söylenmiştir diye rivayetler edilmiştir ama o vakitlerde hangi rekatta hangi ayetleri okuyacağımız filan yazmadığını göreceksiniz. Zaten hiçbir müslüman hadislere bakarak namazı öğrenmemiştir. Herkes babasından, atasından uygulanagelen bir ibadet tarzı olarak öğrenmişlerdir. Yani bu uygulama yüzyıllardır var olan bir uygulamadır yazıya dökülmemiş ve şeklen herkes neyi ne olduğunu biliyor. Bu bilinmişlikten dolayı Kuran kalıpsal bir şekilde yemek tarifi gibi şurda bunu okuyacaksınız burda şunu okuyacaksınız dememiştir. Kurandan kolayınıza geleni okuyun demiştir. Bunun dışında secde, tekbir, kıyam, rukü, secdeyi özellikle belirtmiştir. Vakitlerinide söylemiştir. Yani hangi vakitte kılınacağı dâhi kuranda yazıyor. Buna rağmen hala kuranda yok deniliyorsa bu kuranı inkardır.Öte yandan kuranda salat destek demek olup sadece namaz anlamına gelmediği gibi sosyal yardımlaşma ve inananların birbirlerini desteklemesi olduğunu biliyoruz.Manen kendini desteklemede namazla mümkündür.

Öncelikle sorulması gereken soru namaz/şekilsel ibadet Kuran ile mi başlamıştır sorusu olmalıdır… Hz.Muhammed peygamberimiz mi namazı icat etmiştir sorusu sorulmalı… Bu soruları yanıtlamaya çalışalım…

Kuranda diğer peygamberlerinde MABEDDE(dinsel törenlerin/şekilsel ibadetlerin yapıldığı mekan)  şekilsel ibadetini yaptığını görüyoruz.

Zekeriyyâ Mabedde durmuş namaz kılarken, melekler ona şöyle seslendiler: “Allah sana, kendi katından bir sözün gerçekleştiğini doğrulayacak, efendi, iffetli, dürüst ve erdemli bir peygamber olacak olan Yahyâ'yı müjdeliyor ( ali imran 39)


Sana davacıların haberi geldi mi? Hani onlar duvarı aşarak MABEDE girmişlerdi. (sad 21)

Şüphesiz, insanlar için kurulan ilk ibadet evi/mabed elbette Mekke'de, âlemlere rahmet ve hidayet kaynağı olarak kurulan Kâ'be'dir. (Ali imran 96)

Ayetler diğer peygamberlerinde namaz kıldığını/şekilsel ibadette bulunduğunu ibadetin sadece Muhammed peygamberimizin yapmadığını gösteriyor.Mabeddelerse ibadet ediyorlardır demektir. Yani bu şekilsel salat/şekilsel ibadet şekli sadece müslümanlara has değildir.Kuranın ilk surelerinde dahi namaz kılındığı geçiyorsa zaten bu ibadetlerin önceden beri uygulanageldiğini göstermez mi? Peygamberimiz ve daha önceki dönemdede namaz kılanlar vardı.Daha önce kitap verilen hristiyanlarda yahudilerde şekilsel ibadet ediyorlar.

Aşağıdaki link bir yahudinin abdest alma/şekilsel ibadetinden önce temizlenmesini gösteriyor.Namazı nasıl kıldığını da görüyoruz.





Görüldüğü gibi abdest ve namaz sadece peygamberimizle vuku bulmamış, önceki peygamberlerinde kıldığını ve bağlı olunan temsilcilerininde yaptığı bir eylem olduğunu görüyoruz.

Bir hristiyanın şekilsel ibadetide aşağıdaki linktedir.

https://www.youtube.com/watch?v=arRvrUP_pOc


Farkındaysanız ibadetlerin ne kadar birbirine benzediğini göreceksiniz. Secde, kıyam, ruku , dua ediyorlar. Elleri bağlıyorlar.Şimdi herkesin sığınmaya çalıştığı ama onlar tahrif edilmiş onlara niye uyalım. Yapıyorlarsa yanlıştır anlayışına... Kuran onların kişisel ibadetini eleştirmez ibadetlerindeki şirki eleştirir. Şirk Allah'a ortak koşmaktır. Ortak koşana MÜŞRİK denir.Bu şirkin yanlış olduğunu ve müslümanlarında aynı yanlışa düşmemesi gerektiği vurgulanır. Eleştirmediğini onayladığını şu ayette görüyoruz.

VE ONLARIN KİTABINDAN BÖLÜMLER
87/ALÁ SÜRESİ 18 - Kuşkusuz bu ilk sahifelerde vardır,
19 - İbrahim ve Musa'nın(Tevrat'ta) sahifelerinde.
5/MAİDE 44 - İçinde hidayet ve nûr bulunan Tevrat'ı, elbette biz indirdik. Müslüman olan peygamberler, yahudiler hakkında hükmederler, kendilerini Tanrıya adamış zâhitler, âlimler de, Allah'ın kitabını korumakla görevlendirildiklerinden (onunla hüküm verirler) ve onun Allah'ın kitabı olduğuna şahitlik ederlerdi.
Tevrat'ta Kıyam (Ayakta Durmak)
... Ayağa kalkıp... Rab'bi yüksek sesle övdüler. (2. Tarihler, 20:19)
... Ayağa kalkıp yüksek sesle Allah'ları Rab'be yakardılar... "Ayağa kalkın!" dediler, "Başlangıçtan sonsuza kadar var olan Allah'ınız Rab'be övgüler olsun..." (Nehemya, 9:4-5)
... Ayağa kalktı ve yüzüstü yere kapanarak üç kez eğildi. (1. Samuel, 2:41)
TEVRATTA RUKU
Adam eğilip Rab'be tapındı. (Yaratılış, 24:26)
... Sevinçle övgüler sundular, başlarını eğip tapındılar. (2. Tarihler 29:30)
Eğilip Rab'be tapındım… Rab'be övgüler sundum. (Yaratılış, 24:48)
Gelin, tapınalım, eğilelim, bizi yaratan Rab'bin önünde diz çökelim. (Mezmurlar, 95:6)
… Eğilip tapındılar. Sonra gidip Rab'bin Musa'yla Harun'a verdiği buyruğu eksiksiz uyguladılar. (Mısır'dan Çıkış, 12:27-28)
Tevrat'ta Secde (Yere Kapanmak)
... Yüzüstü yere kapanarak üç kez eğildi... (1. Samuel 20:41)
Ezra yüce Allah'a, Rab'be övgüler sundu. Bütün halk ellerini kaldırarak, "Amin! Amin!" diye karşılık verdi. Hep birlikte eğilip yere kapanarak Rab'be tapındılar. (Nehemya, 8:6)
Avram (Ibrahim) yüzüstü yere kapandı... (Yaratılış ,17:3)
Ibrahim'in uşağı bu sözleri duyunca, yere kapanarak Rab'be tapındı. (Yaratılış, 24:52)
Musa hemen yere kapanıp tapındı. (Mısır'dan Çıkış, 34:8)
Bunu duyan Musa yüzüstü yere kapandı. (Çölde Sayım, 16:4)
Musa'yla Harun yüzüstü yere kapanarak, "Ey Allah, bütün insan ruhlarının Allah'ı!" dediler... (Çölde Sayım, 16:22)
Musa'yla Harun... yüzüstü yere kapandılar. Rab'bin görkemi onlara göründü. (Çölde Sayım, 20:6)
Allah'ın sözlerini duyan, Herşeye Gücü Yeten'in tecellilerini gören, yere kapanan, Allah'ın gözlerini açtığı kişi bildiriyor. (Çölde Sayım, 24:4)
... O zaman Yeşu yüzüstü yere kapanıp Ona tapındı... (Yeşu, 5:14)
Halk olanları görünce yüzüstü yere kapandı. "Rab Allah'tır, Rab Allah'tır!" dediler. (1. Krallar, 18:39)
... Tapınakta onunla birlikte yere kapandığımda, Rab bu kulunu bağışlasın. (2. Krallar, 5:18)
Allah'ın... önünde başlarını eğip yere kapandı. (1. Tarihler, 29:20)
... Avluda yüzüstü yere kapandılar; Rab'be tapınarak Onu övdüler. (2. Tarihler, 7:3)
... Kralla yanındakiler yere kapanıp tapındılar... Rab'bi övmelerini söylediler. Onlar da sevinçle övgüler sundular, başlarını eğip tapındılar. (2. Tarihler 29:29-30)
... Yere kapanıp tapındı. Dedi ki, "Bu dünyaya çıplak geldim, çıplak gideceğim. Rab verdi, Rab aldı, Rab'bin adına övgüler olsun!" (Eyüp, 1:20-21)
Bütün krallar önünde yere kapansın, bütün uluslar Ona kulluk etsin! (Mezmurlar, 72:11)
Rab insana boyunduruk takınca, insan tek başına oturup susmalı; umudunu kesmeden yere kapanmalı. (Ağıtlar, 3:28-29)
İncilde Namaz
Sonra İsa öğrencileriyle birlikte Getsemani denen yere geldi. Öğrencilerine, "Ben şuraya gidip dua edeceğim, siz burada oturun" dedi... Biraz ilerledi, yüzüstü yere kapanıp dua etmeye başladı... (Matta, 26:36-39)
İsa öğrencilerine, "Ben dua ederken siz burada oturun" dedi... Biraz ilerledi, yüzüstü yere kapanıp dua etmeye başladı... (Markos, 14:32-35)
[İnananlar topluluğu]... yüzüstü yere kapanıp Allah'a ibadet edecektir. (Pavlus'tan Korintlilere 1. Mektup, 14:25)
... Yirmi dört ihtiyar yüzüstü yere kapandı. Allah'a ibadet ederek şöyle dediler: "Herşeye gücü yeten, var olan, var olmuş olan Rab Allah! Sana şükrediyoruz..." (Vahiy, 11:16-17)
... Yüzüstü yere kapanıp Allah'a ibadet ederek şöyle diyorlardı: "Amin! Övgü, yücelik, bilgelik, şükran, saygı, güç, kudret, sonsuzlara dek Allah'ımızın olsun! Amin!" (Vahiy, 7:11)
Kendi doğruluklarına güvenip başkalarına tepeden bakan bazı kişilere İsa şu benzetmeyi anlattı: "Biri Ferisi, öbürü vergi görevlisi iki kişi dua etmek üzere mescide çıktı. Ferisi ayakta kendi kendine şöyle dua etti: 'Allah'ım, öbür insanlara –soygunculara, hak yiyenlere, zina edenlere– ya da şu vergi görevlisine benzemediğim için Sana şükrederim.'" (Luka, 18:9-11)
Kalkıp dua ettiğiniz zaman, birine karşı bir şikayetiniz varsa onu bağışlayın ki, Allah da sizin suçlarınızı bağışlasın. (Markos, 11:25-26)
İsa dışarı çıktı, her zamanki gibi Zeytin Dağı'na gitti. Öğrenciler de onun ardından gittiler. Oraya varınca İsa onlara, "Dua edin ki yoldan sapmayasınız" dedi. Onlardan bir taş atımı kadar uzaklaştı ve diz çökerek şöyle dua etti: "Allah'ım, Senin isteğine uygunsa, bu kaseyi benden uzaklaştır. Yine de benim değil, Senin istediğin olsun." (Luka, 22:39-42)
Petrus, herkesi dışarı çıkarttı, diz çöküp dua etti... (Elçilerin İşleri, 9:40)
Pavlus bu sözleri söyledikten sonra diz çöküp onlarla birlikte dua etti. (Elçilerin İşleri, 20:36)
Günümüz dolunca kentten ayrılıp yolumuza devam ettik. İmanlıların hepsi, eşleri ve çocuklarıyla birlikte bizi kentin dışına kadar geçirdiler. Deniz kıyısında diz çöküp dua ettik. (Elçilerin İşleri, 21:5)
Bunun için... Allah'ın huzurunda diz çökerim. (Pavlus'tan Efeslilere Mektup, 3:14-15)
Sonra diz çökerek yüksek sesle şöyle dedi: "Ya Rab, bu günahı onlara yükleme!"... (Elçilerin İşleri, 7:60)
Yazılmış olduğu gibi: "Rab şöyle diyor: 'Varlığım hakkı için her diz önümde çökecek, her dil Allah olduğumu açıkça söyleyecek.'" (Pavlus'tan Romalılara Mektup, 14:11)
... Gökteki, yerdeki ve yer altındakilerin hepsi diz çöksün... (Pavlus'tan Filipililere Mektup, 2:10)

''Eğer Allah'ın, insanların bir kısmını bir kısmıyla defetmesi olmasaydı, içlerinde Allah'ın adı çok ANILAN Manastırlar, Kiliseler, Havralar ve Mescitler muhakkak yerle bir edilirdi. Şüphesiz ki Allah kendi dinine yardım edene mutlaka yardım eder. Şüphesiz ki Allah çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.'' (hac 40)

Müslümanlarda aynı şekilde secde, kıyam, rukü, dua ediyorlar. Bu yapılan hareketlerin manası nedir onu inceleyelim...

Tekbir getirirken ellerimizi havaya kaldırırız ve ellerimizin içi dışarıyı gösterir. ''Ellerini yukarı kaldır teslim ol'' diye söylendiğinde de aynı hareketi yaparız. Yani bu teslimiyetin sembolüdür. Bir müdürün, bir devlet görevlisinin yanındada elleri önden bağlarız. Bu bir saygı sembolüdür.Bir şeyin önünde ruküya gitmek(eğilmek) eğildiğine tabi olduğunu onu kendinden üstün tuttuğunu ve ona teslim olduğunu göstermektedir. Tiyatro sanatçılarının gösteriden sonra eğilmesi gibi...  Secde ise tamamen tüm vucüdunla tapındığını secde ettiğini ilahın olarak gördüğünü temsil etmektedir. Putların önünde secde etmek putlara tapmak, güneşe secde etmek güneşe tapmak anlamı olduğu gibi.. Tüm bu hareketler teslimiyeti, tapınmayı, ibadeti ve kulluğu çağrıştırır. Bu hareketler dökme putlara yada heykellere veya yaratılmış güneşe karşı yapılmaz.

Kuranın ilginç bir özelliği bilinen bir olguyu açıklama ihtiyacı duymaz. Zina etmeyin der ama zinanın tanımını yapmaz. Çünkü herkes zina nedir biliyordur. Allah insanlara akıl nimetini ve fıtratını yüklemiştir. Bu bilgilerle beraber hatırlatma olarak Kuranı ve diğer kitapları göndermiştir. Bu yüzden haram etleri saydıktan sonra etleri pişirinde yiyin demez. Çünkü etin pişirilmesi gerektiğini biliriz. Zehirli mantar yemeyin demez çünkü yenilince zehirleneceğimizi biliriz. Tuvalet adabını, insanlarla konuşma adabını, yemek yeme adabını öğreneceğin adabı muaşeret kurallarını içeren bir kitap olmasını mı hayal ediyorsun ? Yada yemek tarifi gibi kestiğiniz koyunu mangalda pişirin daha lezzetli olur demesini mi bekliyorsun?
Kuran yemek kitabı, şifre kitabı, ansiklopedi, astronomi kitabı değildir. O sadece fıtratımızı, benliğimizi uyarmak için gönderilmiş uyarı kitabıdır.

Kuranın hiçbir yerinde ibadetleri reddeden bir açıklama bulamazsınız.Aksine ibadetleri özellikle vurgular. İslam, herhangi bir bireye veya bir puta karşı değil yalnızca Allah'a karşı ibadet edilmesini emretmiştir. Namaz YALNIZCA ALLAHA YAPILIR kuralını getirmiştir. Şirkten arındırılmış ve ruhani olarak inşa olmayı sağlayan namazın dosdoğru namaz olduğunu belirtmiştir. Namaz manevi olarak arınmamızı ve herşeyden Allah' a sığınmamızı ve yakarmamızı sağlar. Kibrimizin ve nefsimizin öne çıkmasını önler. Kul olduğumuzu ve muhtaç durumda olduğumuzu hatırlamamızı sağlar.

Sonuç olarak namaz sadece müslümanlara ait bir uygulama değildir.Hristiyanlar ve yahudilerde namaz kılmaktadırlar. Peygamberimiz namazı 50 vakitten 5 vakte düşürmemiştir. Namaz kılan peygamber sadece peygamberimiz değildir. Hiç kimse hadislere bakarak namaz kılmamıştır. Namaz yüzyıllardır var olan ve herkesin bildiği bir olgudur.

''Eğer Allah'ın, insanların bir kısmını bir kısmıyla defetmesi olmasaydı, içlerinde Allah'ın adı çok ANILAN Manastırlar, Kiliseler, Havralar ve Mescitler muhakkak yerle bir edilirdi. Şüphesiz ki Allah kendi dinine yardım edene mutlaka yardım eder. Şüphesiz ki Allah çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.'' (hac 40)


"Şüphesiz mescitler, Allah'ındır. O halde, Allah ile birlikte hiç kimseye kulluk etmeyin.'' (cin 18)

SELAM VE DUA İLE...


Ayrıca bakınız: http://malcolmxbir.blogspot.com.tr/2016/02/tum-peygamberler-islam-dinini-teblig.html

http://malcolmxbir.blogspot.com.tr/2016/02/fitrat-uzerine.html

http://malcolmxbir.blogspot.com.tr/2016/02/kurana-gore-namaz.html

1 yorum: