7 Şubat 2016 Pazar

GAYB NEDİR?



KURANDA GAYB



GAYB; bilinmeyen bilgi, bilinmeyen haber demektir.GAYB 'ın sadece geçmişle ilgili bilgiler/haberler olduğunu söylemek ne kadar yanlışsa sadece gelecek ile ilgili haberler olduğunu söylemekte o kadar yanlıştır. Oysa gayb hem geçmiş hemde gelecek ile ilgili bilgileri kapsamaktadır.Yani bize bildirilen dışındaki herşeyi kapsar. 

Kuran'da Gayb ile ilgili ayetlerde hem GEÇMİŞLE ilgili (bkz.hud 49, yusuf 102, ali imran 44) ve GELECEK ile ilgili olduğunu(bkz. meryem 77-78, necm 33-34-35, araf 188, maide 109, tur 41) görüyoruz.

-------------

İşte bunlar, sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Bundan önce onları ne sen biliyordun, ne de kavmin. O hâlde sabret. Çünkü iyi sonuç, Allah'a karşı gelmekten sakınanların olacaktır. (hud 49)


İşte bu , gayb haberlerindendir. Onu sana biz vahiy yolu ile bildiriyoruz. Yoksa onlar tuzak kurarak işlerine karar verdikleri zaman sen onların yanında değildin. (yusuf 102)


Bunlar sana vahyettiğimiz gayb/bilinmeyen haberlerindendir. Meryem'i kim himayesine alıp koruyacak diye kalemlerini atarlarken sen yanlarında değildin.tartışırlarken de yanlarında değildin. (ali imran 44)

------------

Âyetlerimizi inkâr eden ve "Muhakkak surette bana mal ve evlât verilecek" diyen adamı gördün mü? (meryem 77)


Gaybı/bilinmeyeni mi görüp bilmiş, yoksa Rahmân'dan bir söz mü almış? (meryem 78)

-------------

Gaybın/bilinmeyen herşeyin bilgisi yanında da o görüyor mu? (necm 35)


Yoksa gayba/bilinmeyene ait bilgiler kendi yanlarında da, onlar mı yazıyorlar? (tur 41)


De ki: “Allah dilemedikçe ben kendime bir zarar verme ve bir fayda sağlama gücüne sahip değilim. Eğer ben gaybı/bilinmeyen herşeyi biliyor olsaydım, DAHA ÇOK HAYIR elde etmek isterdim ve bana kötülük dokunmazdı. Ben inanan bir kavim için sadece bir uyarıcı ve bir müjdeciyim.” (araf 188)


Allah peygamberlerini topladığı gün: 'Size ne cevap verildi?' der. Onlar da: 'Bizim bir bildiğimiz yok. Gizlilikleri/bilinmeyen herşeyi bilen ancak sensin' derler. (maide 109)


Yahut gaybın/bilinmeyen herşeyin bilgisi onların nezdinde de, onlar mı yazıyorlar? (kalem 47)


Allah, kıyamet günü şöyle diyecek: “Ey Meryem oğlu İsa! Sen mi insanlara, Allah’ı bırakarak beni ve anamı iki ilâh edinin, dedin?” İsa da şöyle diyecek: “Seni bütün eksikliklerden uzak tutarım. Hakkım olmayan bir şeyi söylemem, benim için söz konusu olamaz. Eğer ben onu söylemiş olsaydım, elbette sen bunu bilirdin. Sen benim içimde olanı bilirsin, ama ben sende olanı bilemem. Şüphesiz ki yalnızca sen gaybları/BİLİNMEYEN HERŞEYİN BİLGİSİNİ hakkıyla bilensin.” (maİDE 116)

---------------


Size ben, "Allah'ın hazineleri yanımdadır", demiyorum; gaybı/bilinmeyen herşeyide bilmem. "Ben bir meleğim" de demiyorum. Sizin hor gördüğünüz kimseler için, "Allah, onlara asla hiçbir hayır vermez" de diyemem. Allah, onların içlerindekini daha iyi bilir. Böyle bir şey söylersem, o zaman ben gerçekten zâlimlerden olurum. (hud 31)

De ki: “Ben size, ‘Allah’ın hazineleri benim yanımdadır’ demiyorum. Ben gaybı/bilinmeyen herşeyi de bilmem. Size ‘Ben bir meleğim’ de demiyorum. Ben sadece, bana gönderilen vahye uyuyorum.” De ki: “Görmeyenle gören bir olur mu? Siz hiç düşünmez misiniz?” (enam 50)


Allah, iyiyi kötüden ayırmak için müminleri sizin üzerinizde bulunduğunuz bu durumda bırakmayacaktır. Size gaybı/bilinmeyenin tamamını bildirecek değildir. Fakat, Allah, peygamberlerden dilediğini seçer(ve ona vahiy ile bildirir). Allah'a ve peygamberlerine iman edin. Eğer iman eder ve günahlardan korunursanız size büyük bir mükafat vardır. (bkz. ali imran 179)


Peygamber kendisine verilen bilinmeyen haberleri/gayb haberlerini saklayıcı değildir. (bkz. tekvir 24)


Allah, gaybı/bilinmeyen herşeyi bilendir. Hiç kimseye gaybını/bilinmeyen herşeyin tamamını bildirmez.(bkz.cin 26)


De ki: “Allah dilemedikçe ben kendime bir zarar verme ve bir fayda sağlama gücüne sahip değilim. Eğer ben gaybı/bilinmeyen herşeyi biliyor olsaydım, DAHA ÇOK HAYIR elde etmek isterdim ve bana kötülük dokunmazdı. Ben inanan bir kavim için sadece bir uyarıcı ve bir müjdeciyim.” (araf 188)


Peygamberimiz kendisine gayb haberleri geldiği halde ben gaybı bilecek değilim demiştir(bkz.hud 49, yusuf 102, ali imran 44, ali imran 179, enam 50, hud 31). Bunu söylemesinin sebebi bildirilen gayb haberlerinin dışında gaybi bilgilerin tamamının Allah katında olduğunu ve bilinmeyen herşeyin tamamını Allah 'ın bildirmeyeceğini bilmektedir(bkz. cin 26, araf 188). Peygambere bildirilen vahiylerin hiçbirini saklamadığını ve bize sunduğunu tekvir suresi 24.ayette görmekteyiz.


----------------------------

İLGİLİ AYETLER

Göklerin ve yerin gaybını/bilinmeyen herşeyini bilmek Allah'a mahsustur. Bütün işler O'na döndürülür. Öyle ise O'na kulluk et ve O'na tevekkül et. Rabbin yaptıklarınızdan habersiz değildir. (hud 123)

O, gizliyi/bilinmeyeni de ve açıkta olanı/bilineni de bilicidir. Pek büyüktür, her şeyden üstündür. (rad 9)



Göklerin ve yerin gaybı/bilinmeyen bilgisi Allah'a aittir. Kıyamet'in kopması, bir göz kırpması gibi veya daha az bir zamandır. Şüphesiz Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir. (nahl 77)



Allah, gaybın/bilinmeyen herşeyin bilgisinin ve aşikar/açıkta/bilinenin âlimidir; O, müşriklerin koştukları şirklerden çok yücedir. (müminun 92)



De ki: «Göklerde ve yerde olanlar gaybı/bilinmeyen bilgileri bilemezler, lakin Allah bilir ve onlar ne zaman tekrar diriltileceklerini de bilmezler >> (neml 65)


İşte Allah, gaybı/bilinmeyen/görülmeyen herşeyide görünen âlemi de bilendir, mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir. (secde 6)


Süleyman'ın ölümüne hükmettiğimiz zaman, onun ölümünü onlara ancak değneğini yemekte olan bir kurt gösterdi. Süleyman'ın cesedi yıkılınca cinler anladılar ki, eğer gaybı/bilinmeyeni bilmiş olsalardı aşağılayıcı azap içinde kalmamış olacaklardı. (sebe 14)


İnkâr edenler, "Kıyamet bize gelmeyecektir" dediler. De ki: "Hayır, öyle değil, gaybı/bilinmeyen herşeyi bilen Rabbime andolsun ki, Kıyamet size mutlaka gelecektir. Ne göklerde ve ne de yerde zerre ağırlığında bir şey bile O'ndan gizli kalmaz. Bundan daha küçük ve daha büyük ne varsa, hepsi apaçık bir kitaptadır." (sebe 3)



De ki: "Şüphesiz Rabbim gerçeği/hakikati ortaya koyar.Bütün gaybleri/bilinmeyenleri tamamıyla bilendir.(sebe 48)



Şüphe yok ki Allah göklerdeki GAYBI/BİLİNMEYEN şeyleri de bilir, yeryüzündeki gizli şeyleri de; şüphe yok ki o, gönüllerde olanları da bilir.(fatır 38)


Şüphe yok ki Allah, göklerin ve yeryüzünün Gaybı/bilinmeyeni bilir ve Allah, bütün yaptıklarınızı görür. (hucurat 18)


De ki: Gökleri ve yeryüzünü yaratan, gizliyi/GAYBI/BİLİNMEYENİ de, açıkta olanı da bilen Allah'ım, ihtilâfa düştükleri şeyler hakkında, kullarının arasında hüküm vereceksin. (ZÜMER 46)


Gaybın/bilinmeyen herşeyin anahtarları yalnızca O’nun katındadır. Onları ancak O bilir. Karada ve denizde olanı da bilir. Hiçbir yaprak düşmez ki onu bilmesin. Yerin karanlıklarında da hiçbir tane, hiçbir yaş, hiçbir kuru şey yoktur ki apaçık bir kitapta olmasın. (enam 59)


Allah’ın, içlerinde gizlediklerini ve fısıltılarını bildiğini ve Allah’ın gaybleri/bilinmeyen herşeyi çok iyi bilen olduğunu bilmediler mi? (tevbe 78)


Göklerin ve yerin gaybını/bilinmeyen herşeyi bilmek Allah'a mahsustur. Bütün işler O'na döndürülür. Öyle ise O'na kulluk et ve O'na tevekkül et. Rabbin yaptıklarınızdan habersiz değildir. (hud 123)

De ki: “Sizin kendisinden kaçıp durduğunuz ölüm var ya, o mutlaka size ulaşacaktır. Sonra gaybı/bilinmeyen herşeyi , görünen/bilinen âlemi de bilen Allah’a döndürüleceksiniz de, O size yapmakta olduklarınızı haber verecektir.” (cuma 8 )



selam ve dua ile..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder